İlk çağlardan bu yana insanlar, hep satış ve pazarlamanın içinde olmuşlardır. Ancak bu sıralar pazarlama olgusu ilk çağlarda olduğu gibi basit değil. Hep aynı şeyi düşünüyoruz aslında insanların ihtiyacı varsa alır. Tabi ki ihtiyaç dahilinde olanlar alınır ancak şöyle bir düşünün etrafımızda aldığımız her şey ihtiyacımız olan bir şey mi? İşte burada dünyanın artık eskisi olmadığını düşünebiliyoruz. Artık sadece bir ayakkabıya para vermeyi değil o ayakkabının markasına da para ödemeyi kabul ediyoruz. Buralara kadar geldik. Ancak zaman yine değişmeye başladı. Çok değil 10 sene öncesine gidelim. Nedense hep bize sunulanları alıyorduk ve seçeneğimiz yoktu değil mi? Şirketler ne isterse, nasıl isterse öyle üretiyor biz de ihtiyacımız olduğu için onları hep alıyorduk. Ancak bunlar geride kaldı ve artık biz ne istediğimizi bilgi düzeylerinin artışı ile birlikte biliyor olduk. Bunun yanında da birçok şirket piyasada büyür oldu. Yeni bir dar boğaz oluşmaya başladı. İnsanlar artık her şeyi beğenmiyor. Her dış görünüşü güzel olanı ya da sadece kaliteli olanı istemiyor ya da ucuz olanı. İnsanlar artık hem ucuz, hem kaliteli hem de gösterişli ürünler istiyorlar. Bunun sonucunda da biraz fark yaratan şirketler öne geçiyor ve diğerleri piyasadan eleniyordu. Şimdi bunun çözümünü yine buldular "Yalın Düşünce"
Yalın Düşünce, şirketlerin yeni gözde terimlerinden
ve düşünce tarzlarındadır. Tekrar geçmişe gidelim . İlkokul sıralarındayken hep şunu duyardık. Şu yazar yalın bir dil kullanmıştır. Ne demek yalın? Kelime anlamına girmeden şunu basitçe söyleyebiliriz. Yalın, düzenli demektir. Aynı zamanda gereksiz olan her şeyi silip atmaktır. Yaptığınız her ne ise yalın şekilde yaptığınızda içinde gereksiz hiçbir şey barınmaz ve akıcı bir işlem olarak görülmektedir. Yalın düşünce de böyledir. Yalın düşünceyi iş hayatında da kullansanız bir şey değişmemektedir. Yalın düşüncedeki temel algı, gereksiz her şeyi at algısıdır. Yani, her ne yapıyorsan israf yapma, israfları yok et algısıdır.
ve düşünce tarzlarındadır. Tekrar geçmişe gidelim . İlkokul sıralarındayken hep şunu duyardık. Şu yazar yalın bir dil kullanmıştır. Ne demek yalın? Kelime anlamına girmeden şunu basitçe söyleyebiliriz. Yalın, düzenli demektir. Aynı zamanda gereksiz olan her şeyi silip atmaktır. Yaptığınız her ne ise yalın şekilde yaptığınızda içinde gereksiz hiçbir şey barınmaz ve akıcı bir işlem olarak görülmektedir. Yalın düşünce de böyledir. Yalın düşünceyi iş hayatında da kullansanız bir şey değişmemektedir. Yalın düşüncedeki temel algı, gereksiz her şeyi at algısıdır. Yani, her ne yapıyorsan israf yapma, israfları yok et algısıdır.
Yalın düşünceyi ülkemizde genellikler üretim alanlarında kullanmaktadırlar. Ancak bu böyle olmamalıdır. Yalın düşünce, bir düşünce yapısıdır ve her alanda her yerde uygulanması mümkündür. Bu yazımı yazmamın temel amacıda budur. Yalın düşünce de hep üretim algısı vardır ve bence şirketler artık bu algıyı kırmaları gerekmektedir. Her ne kadar yalın düşünce, şirketlere getirdiği çözümler ile kendini kanıtlamış olsa da günümüzde ve bizim ülkemizde bu düşünce yapısının işletmede ki tüm departmanlara işlememiş olması eksi yönlerindendir.
Peki, Yalın Pazarlama Nedir?
Pazarlamada yalın düşünce kullanımı, aslında aynı temellere dayanmaktadır. Ancak bu düşüncede hedefler farklılaşmaktadır. Yani, üretimde uygulanan yalın düşünce ile pazarlamada uygulanacak yalın düşünce arasında bazı hedef farklılıkları vardır. Yalın üretimde hedefimiz, sıfır hata ve kaliteli ürün çıkarmak iken, yani hedefimiz ürün üzerine iken, yalın pazarlamada hedef müşteridir. Nasıl ki üretimde kaliteli bir ürün çıkarmaya çalışıyorsak, pazarlamada da yalın pazarlama ile kaliteli bir hizmet sağlamaya çalışılmaktadır. Ancak şunu diyebilirsiniz, biz zaten kaliteli bir hizmet sunuyoruz. Tabi ki öyledir ama kaliteli hizmet sunarken aslında en önemli şeyi atlıyoruz.
Her zaman nasıl hizmet sunacağımızı biz belirliyoruz. bu artık günümüzde tutan bir hizmet şekli değildir. artık amacımız müşterilerimizin nasıl hizmet istedikleri olmalıdır. Yani yalın pazarlamada temel amaç, müşterilerimizin beklentilerini öğrenmek ve bu beklentileri işletme içerisindeki tüm katılım sağlayan departmanlara duyurmaktır.
Müşterinin Sesini İşletmenin Her Sürecine Eklemelisiniz!
Müşterinin sesi nedir? Her insan bir yerde müşteridir. Kendimizden yola çıkarsak alışverişlerimiz her zaman mutlu geçmiyor. Hatta ülkemizde çoğu zaman beklentilerimiz karşılanmıyor. Bu nedenle müşterilerimizin düşüncelerini süreçlerimize eklememiz gerekmektedir. Müşteri kitlemizin beklentilerini ve düşüncelerini ne kadar işletme süreçlerine eklersek, o kadar müşteri memnuniyeti ve bağlılığı sağlarız. Yalın pazarlamada temel amaç müşterilerimizin sesini dinlemektir.
Müşterilerimizin istekleri bizlere hep bir maliyet çıkaracakmış gibi gelmektedir. Eski yönetim anlayışında bunu düşünmeyen neredeyse yoktur. Ancak şu açıdan bakmanızı öneririm. Müşterilerin istekleri bir yerde bize maliyet oluştursa da, çoğu yerde istekleri çerçevesinde uygun çözümler sağlayarak ve tekrar tekrar bize gelmelerini sağlayabilir ve şirketimize bağlılığını artırabiliriz. Bunun yanında müşterilerimizin beklentilerini dinleyerek, ürünlerimizi daha önceden o çerçevede geliştirebilir, daha az maliyetli ve daha hızlı üretim yapılabilecek ürünler tasarlayabiliriz.
Atalarımız boşuna dememiş Müşteri Velinimetimizdir.
Yalın pazarlamayı daha sonra tekrar işlemek üzere şimdilik kapatalım.
Son Söz
Müşterinizin Beklentisini Analiz Edin ve Sesini Tüm İşletmeye Duyurun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder